Medya SRO - 2003 Yılından Bazı Fotoğraflar (Arşivlik)

SRO (Türkçe: İpek Yolu), Joymax firması tarafından geliştirilmiş "Devasa çok oyunculu çevrimiçi rol yapma oyunu"(MMORPG)'dur Sadece Avrupa'da ve Doğu Asya'da 250 milyonu aşan oyuncu kitlesine sahiptir. Joymax'ın denetimi dışında kurulan korsan server oyuncuları da göz önüne alınırsa bu sayının 500 milyonu aşacağı düşünülmektedir. Şu anda Çinli ve Avrupalı medeniyetlerin komutanlarının karakter yapıları üzerine kurulan SRO Eski Asya ve Avrupa arasındaki kültürel ve ekonomik ticareti yansıtan, ama şimdi unutulmaya yüz tutan görkemli bir tarihi, maceralarla yaşatmaktadır. Oyunda Türkçe dil desteği bulunmaktadır.

SRO; Çin ve Avrupa arasına yayılan gerçekçi geniş bir haritayla ve kaliteli grafik özellikleriyle dikkat çekmektedir. Oyunun sistemi ve amacı üç meslek grubuna dağılır: tüccarlar, hırsızlar ve avcılar.

eski yıllar

Keşke şimdi bu halini oynayabilme imkanımız olsa

RanstaMonsta' Alıntı:

Keşke şimdi bu halini oynayabilme imkanımız olsa

Genişletmek için tıkla ...

ilginç olurdu

Sene 2007
İlk nuker çarımı yapmaya başlamıştım. 6.sınıfa kadar taktir alan ben 7. Sinıfta silkroadla tanışınca 2 zayıf getirmiştim. Sabahları kalkar kalkmaz okula gidene kadar girip 4 5 xp kasim diye okula her gün hemen hemen geç kalırdım.
Çarı 47 lv yapınca bi gece taktım kafaya tg kesicem nöbet tutuyorum saat 2iydi babam geldi yat dedi tamam dedim gitti 15 dk sonra babam yine geldi sen daha yatmadın mı dedi tamam baba yatıcam dedim. Tg çıktı arıyorum 3 yol ağzında buldum ama nasıl heyecanlıyım tuşlara kat kut basıyom babam bi geldi klavyeyi tuttu bi çekti kopardı kafama bi taktı klavye iptal ben şoka uğradım baktım tg ölmüş ben kesmişim.
Hani olur ya böyle acılar içinde zafere ulaşırsın babam belki beni hiç anlamayacak ama cebinden para çalıp silk aldığım günleri de unutmayacak....

2007li yıllarda bizim de internet kafede str blade oynayan bi abi vardı internet kafede elle kasıyordu gp çıkınca 4 tane sigara molası verdi gp ölmeden blade kırılınca exp alamadan şehire döndü biz de hayvan gibi gülünce adam masayı kapatıp internet kafeden çıkmıştı bir daha o adamı görmedim

ilk kurt alınan an tabi ki 1mi biriktirip kurt almıştım çok sevimliydi dedim lvl kasayım şuna ben de 21 falanım. neyse jangan kapısından çıktım orda da kervan varmış npc thief dolu dikkat etmedim thief kurta bi çakmış ben de diyorum kurt nerde ölüp çantaya dönmüş tabi şok olmuştum. sonra 50k yı zar zor yapıp diriltmiştim. bu güzel bir anı değil ama hatırladıkça gülüyorum artık

Sene 2008, İstanbul

İlk defa Silkroad'ın büyülü dünyasına adım attığımda, ne kadar komik anlar yaşayacağımı tahmin etmemiştim. O dönemlerde, okuldan eve gelir gelmez bilgisayarın başına geçip nuker çarımı kasıyordum. Bir gün, çarımı 47 seviyeye kadar getirdim ve artık bota salmanın heyecanını yaşamak istedim.

Bir gece, saatler ilerledikçe ben de hız kesmeden çarımla botlama yapmaya devam ettim. Tam o sırada, babam uyandı ve odama geldi. "Hala mı oyun oynuyorsun?" diye sordu. "Sadece biraz daha, baba, tamam mı?" dedim. Ama babam anlamış olacak ki klavyeyi elimden aldı ve kafama doğru kaldırdı. Sonuç? Klavye kafama geldi ve bir anda botlama rüyam son buldu.

Babam belki o anı hiç anlamayacak ama o günü unutmayacağım. İşte o an, Silkroad'ın komik ve gerçek hayatı bir araya getiren büyülü dünyasında yaşadığım unutulmaz bir maceraydı.